Geçmişi anarken bazen arkadaşlarımızla aynı olay hakkında farklı şeyler hatırladığımız olur. Hepimiz bir noktada “eminim öyle olmuştu” dediğimiz anılarımızın aslında tam da öyle yaşanmadığını fark etmişizdir. Çocukluk hatıralarından kapıyı kilitleyip kilitlemediğimizi hatırlamaya kadar pek çok konuda hafızamız bizi yanıltabiliyor. Üstelik bu düşündüğümüzden daha sık oluyor.
İşte bu gizeme yeni bir bakış açısı getiren araştırma, gözlerimiz üzerinden hafızanın nasıl çalıştığını anlamaya çalışıyor. Budapeşte Teknoloji ve Ekonomi Üniversitesi’nden bir ekip, 1970’lerde ortaya atılan eski bir teoriyi yeniden değerlendirdi. Teoriye göre, o an gördüğümüz bir şeyi daha önce gördüysek, gözbebeklerimiz farkında olmadan genişliyor. “Gözbebeği eski/yeni etkisi” olarak bilinen bu durum daha önce yapılan bazı deneylerle de desteklenmişti. Fakat bu kez araştırmacılar, gözbebeklerinin yalnızca tanıma tepkisi verip vermediğini değil, aynı zamanda hatırlamanın ne kadar net olduğuna dair ipuçları taşıyıp taşımadığını araştırdı.
Deney nasıl yapıldı?
Çalışmaya katılan 28 kişiye, ekranda rastgele yerlerde çıkan kısa ve az kullanılan kelimeler gösterildi. Daha sonra bu kişilere hem daha önce gösterilen hem de tamamen yeni kelimelerden oluşan bir liste sunuldu. Katılımcılardan, tanıdıkları kelimeleri belirtmeleri ve mümkünse ne zaman gösterildiğini hatırlamaya çalışmalarını istendi. Bu sırada gözbebeklerinin hareketi özel cihazlarla takip edildi.
Sonuçlara göre, kişiler daha önce gördükleri bir kelimeyle karşılaştıklarında gözbebeklerinde genişleme oldu. Daha da dikkat çekici olanı, kelimenin ne zaman ve nerede gösterildiğini doğru hatırladıklarında bu genişlemenin daha belirgin hale gelmesiydi. Bu durum, hafızanın sadece “tanıdık geliyor” hissinden ibaret olmadığını, aynı zamanda hatırlamanın derinliğiyle de bağlantılı olabileceğini gösterdi.
Hafızaya çift katmanlı bakış
Çalışmayı yürüten araştırmacılardan Ádám Albi, gözbebeğindeki bu değişimlerin, hafızanın iki ayrı düzeyde işlediğine işaret edebileceğini söylüyor: Birincisi, tanıma; ikincisi ise belirli detayları hatırlama. Ancak bu süreçte gözbebeği tepkisini hangi beyin mekanizmalarının yönlendirdiği konusunda bilim dünyasında hâlâ net bir görüş birliği yok.
Araştırma ekibi, hatırladığımız güçlü ve dikkat çekici anıların, beynin “locus coeruleus-noradrenerjik sistemi” adı verilen bir bölgesinde etkinliği artırabileceğini düşünüyor. Aynı sistem, gözbebeklerinin genişlemesini de tetikleyen bir rol üstleniyor olabilir.
Bu tür çalışmalar, hafızanın ne kadar güvenilir olduğuna dair uzun süredir süren tartışmalara yeni bir perspektif katabilir. Elde edilen bulgular, ileride özellikle hukuk, psikoloji ve nörobilim alanlarında yeni uygulamalara kapı aralayabilir. Hafızanın yalnızca neyi hatırladığımızla değil, nasıl hatırladığımızla da ilgili olduğu bu şekilde daha iyi anlaşılabilir.
Sonuç olarak, araştırma hafızanın izlerini sadece zihinde değil, gözlerde de aramanın mümkün olduğunu gösteriyor.
Teknoloji Haberleri sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.